Yeni anne olmuş birçok kadın, doğum sonrası dönemde saçlarında belirgin bir dökülme yaşar. Bu durum, postpartum saç dökülmesi olarak bilinir ve oldukça yaygın bir sorundur. Endişe verici görünse de genellikle geçicidir ve çoğu kadın saçlarını eski haline kavuşturur.
Doğum sonrası saç dökülmesi, yeni annelerin %40 ila %50'sini etkileyen bir durumdur. Bu durum, genellikle doğumdan sonraki ilk birkaç ay içinde başlar ve bir yıla kadar sürebilir. Saç dökülmesi, başın ön tarafında, şakaklarda ve tepe bölgesinde daha belirgin olabilir. Saçlar, avuç avuç veya tararken, yıkarken ya da saç şekillendirirken daha fazla dökülebilir. [1]
Hamilelik sırasında ve doğum sonrasında vücutta birçok değişiklik meydana gelir. Bu değişikliklerin bazıları saç dökülmesine neden olabilir. İşte doğum sonrası saç dökülmesinin en yaygın nedenleri:
Hamilelik sırasında, vücuttaki östrojen hormonunun artması saç büyüme döngüsünü uzatır ve saç dökülmesini azaltır. Bu nedenle birçok kadın hamilelik döneminde saçlarının daha gür ve parlak olduğunu fark eder. Östrojen, saç köklerinin büyüme (anagen) fazında daha uzun süre kalmasını sağlayarak saç dökülmesini yavaşlatır. Ancak, doğumdan sonra östrojen seviyeleri hızla düşer ve saç büyüme döngüsü normale döner. Bu ani hormonal değişim, dinlenme (telogen) fazına giren saç foliküllerinin aynı anda dökülmesine neden olur ve doğum sonrası saç dökülmesi olarak adlandırılan durumu ortaya çıkarır.
Doğum yapmak ve yeni bir bebeğe bakmak, anneler için hem fiziksel hem de duygusal olarak zorlayıcı bir deneyim olabilir. Stres, vücutta kortizol hormonunun salınımını artırır. Kortizol, saç büyüme döngüsünü etkileyerek saç dökülmesine katkıda bulunabilir. Ayrıca, stres bağışıklık sistemini zayıflatabilir ve saç köklerine zarar verebilir.
Hamilelik ve emzirme döneminde, vücudun vitamin ve mineral ihtiyacı artar. Eğer anne yeterince beslenmezse veya emzirme nedeniyle vitamin ve mineral depoları tükenirse, saç dökülmesi yaşayabilir. Özellikle demir, çinko, biotin, B12 vitamini ve D vitamini eksiklikleri saç dökülmesine yol açabilir. Bu gibi durumlardan bir uzmana danışarak gerekli takviyeleri sağlamak faydalı olabilir.
Hamilelik ve doğum sonrası dönemde, saçlar daha hassas hale gelebilir. Sıkı saç modelleri, saç kurutma makinesi ve saç düzleştirici gibi ısıyla şekillendirme araçları, kimyasal içerikli saç ürünleri ve sık saç yıkama saç köklerine zarar verebilir ve saç dökülmesini artırabilir. [2]
Postpartum saç dökülmesi genellikle doğumdan sonraki 3 ila 6 ay arasında başlar ve 6 ila 12 ay sürebilir. Bazı kadınlarda bu süre daha kısa veya daha uzun olabilir. Saç dökülmesi genellikle kendiliğinden durur ve saçlar eski haline döner. Ancak, bazı durumlarda saç dökülmesi devam edebilir veya daha ciddi olabilir. Bu durumda bir dermatolog veya sağlık uzmanına danışmanız önerilir. [1]
Doğum sonrası saç dökülmesini tamamen önlemek mümkün olmasa da, saç sağlığınızı desteklemek ve dökülmeyi azaltmak için bazı önlemler alabilirsiniz:
Saçınıza nazik davranın: Saçınızı çok sık yıkamayın, sıcak su kullanmaktan kaçının ve saçınızı sert bir şekilde fırçalamayın. Geniş dişli bir tarak kullanarak saçınızı nazikçe tarayın. Saçınızı ıslakken taramayın, önce havluyla kuruladıktan sonra tarayın.
Uygun şampuan ve saç kremi kullanın: Saç tipinize uygun, nazik ve nemlendirici şampuan ve saç kremi kullanın. Sülfat ve paraben içermeyen ürünleri tercih edin.
Saç kurutma makinesini düşük ısıda kullanın: Saç kurutma makinesini kullanırken düşük ısı ayarını tercih edin ve saçınıza çok yakın tutmayın. Mümkünse saçınızı doğal olarak kurumaya bırakın.
Saçınızı sıkı toplamayın: Saçınızı sıkı at kuyruğu veya topuz yapmaktan kaçının, çünkü bu saç köklerine zarar verebilir ve saç dökülmesini artırabilir. Saçınızı gevşek şekilde toplayın veya açık bırakın.
Dengeli ve sağlıklı beslenin: Saç sağlığı için gerekli vitamin ve mineralleri almak için çeşitli ve besleyici gıdalar tüketin. Özellikle protein, demir, çinko ve biotin açısından zengin besinlere odaklanın. Meyve, sebze, tam tahıllar, kurubaklagiller, yağsız protein kaynakları ve sağlıklı yağlar tüketmeye özen gösterin.
Vitamin takviyesi alın: Doktorunuza danışarak doğum sonrası dönemde kullanabileceğiniz vitamin takviyeleri hakkında bilgi alın. Demir, çinko, biotin ve D vitamini takviyeleri saç dökülmesini azaltmaya yardımcı olabilir.
Stresi yönetin: Stres, saç dökülmesini artırabilir. Stresle başa çıkmak için yoga, meditasyon, derin nefes egzersizleri, yürüyüş yapmak, kitap okumak veya hoşlandığınız aktivitelerle zaman geçirmek gibi teknikleri deneyin.
Saç derisine masaj yapın: Saç derisine masaj yapmak kan dolaşımını artırabilir ve saç köklerini uyarabilir. Masajı, parmak uçlarınızla dairesel hareketler yaparak uygulayabilirsiniz. Hindistan cevizi yağı, badem yağı veya zeytinyağı gibi doğal yağlar kullanarak masaj yapabilirsiniz.
Yeterince uyuyun: Uyku, vücudun kendini yenilemesi ve onarması için önemlidir. Yeterince uyumak, stres seviyelerini azaltmaya ve saç sağlığını desteklemeye yardımcı olabilir.
Sigara içmeyin: Sigara içmek, saç dökülmesine katkıda bulunabilir. Sigarayı bırakmak, saç sağlığınızı iyileştirmenin yanı sıra genel sağlığınız için de faydalıdır. [3][4]
Doğum sonrası saç dökülmesi can sıkıcı olabilir, ancak Bioxcin Forte Serisi ile saçlarınıza kaybettiği canlılığı geri kazandırabilirsiniz. Bu seri, saç dökülmesini azaltıp saçlarınızın daha güçlü ve sağlıklı uzamasına yardımcı olmak için özel olarak formüle edilmiş ürünler içeriyor.
Bioxcin Forte'nin başarısının arkasında, saç foliküllerini besleyen ve saç derisini güçlendiren patentli Biocomplex B11 formülü yatıyor. Şampuan ve serum gibi ürünlerde bulunan bu formül, saç dökülmesinin nedenlerine doğrudan etki ediyor. Üstelik, Bioxcin Forte'nin etkinliği klinik çalışmalarla kanıtlanmıştır. Düzenli kullanımda saç dökülmesini gözle görülür şekilde azalttığı ve saçların daha güçlü uzamasını sağladığı tespit edilmiştir.
Doğum sonrası saç dökülmesiyle mücadele edenler için güvenli ve etkili bir çözüm olan Bioxcin Forte Serisi, tüm saç tipleri için uygundur ve dermatolojik olarak test edilmiştir. Serideki şampuan veya serum gibi farklı ürünler arasından ihtiyacınıza uygun olanı seçerek saçlarınıza hak ettikleri bakımı verebilir ve saç dökülmesini önlemeye yardımcı olabilirsiniz.
Kaynakça:
https://my.clevelandclinic.org/health/diseases/23297-postpartum-hair-loss
https://www.aad.org/public/diseases/hair-loss/insider/new-moms
Temel gereksinimler arasında yer alan kişisel bakım, her bireyin hakkıdır. Hem daha iyi bir görünüme kavuşmak hem de hijyen bakımından önem arz eden kişisel bakım temizliği ve tertibi içine alan geniş bir kavramdır. Bakımın etkili bir biçimde sağlanması için birtakım ürünler kullanılmalıdır. Kişisel bakım ifadesine bakıldığı zaman büyük bir kısmının cildi ilgilendirdiği görülür. Çünkü cilt, bedenin tümünü kaplayan ve iç organları koruma altına alan en büyük uzuvdur.
Saç dökülmesi, hem kadınlar hem de erkekler için yaygın bir sorundur ve genellikle hem fiziksel hem de duygusal olarak etkileyicidir. Saçlarımız, yalnızca estetik bir unsuru temsil etmekle kalmaz, aynı zamanda genel sağlığımızın bir göstergesidir. Ancak saç dökülmesi söz konusu olduğunda, genetik faktörler, yaşlanma, hormonal dengesizlikler, stres, yetersiz beslenme ve tıbbi durumlar gibi birçok farklı neden devreye girebilir.
Saç dökülmesi, toplumda yaygın görülen ve hem kadınları hem de erkekleri etkileyebilen bir sağlık sorunudur. Her ne kadar saç dökülmesi denildiğinde akla genellikle erkekler gelse de, kadınlar da saç dökülmesinden önemli ölçüde etkilenmektedir.
Yeni anne olmuş birçok kadın, doğum sonrası dönemde saçlarında belirgin bir dökülme yaşar. Bu durum, postpartum saç dökülmesi olarak bilinir ve oldukça yaygın bir sorundur. Endişe verici görünse de genellikle geçicidir ve çoğu kadın saçlarını eski haline kavuşturur.
Yaşlanma süreciyle birlikte cildimizde oluşan kırışıklıklar, birçok kişi için estetik kaygılara neden olabilir. Peki, yüz kırışıklıkları nasıl giderilir ve bu süreci yavaşlatmak için neler yapabiliriz? Bu makalede, kırışıklıkların oluşum nedenleri, önleme yöntemleri ve etkili tedavi seçenekleri hakkında detaylı bilgiler bulabilirsiniz.
Cilt bakımı denince akla genel olarak yaz mevsimi gelse de aslında bakım her mevsim gereklidir. Çünkü her mevsimin kendine has özellikleri vardır ve insan teni her bir mevsimin olumsuz özelliklerinden etkilenebilir. Kış mevsimi, tenin etkili ve güçlü bir bakıma en çok gereksinim duyduğu ayları kapsar. Kış mevsiminin soğuk ve sert havası ciltte istenmeyen oluşumların gözlenmesine sebebiyet verebilir. Fizyolojik ve psikolojik açıdan rahatsızlık veren bu oluşumları önlemek oldukça önemlidir.
İnsan, hem iç hem dış organlarına gereken özeni göstermelidir. Çünkü tüm organlar, çok kıymetlidir ve sağlıklı bir yaşam için bütün organların en iyi şekilde bakılması şarttır. İç organların muhafaza altına alınmasını sağlayan ve tüm bedeni tepeden tırnağa saran uzuv deri, cilt olarak adlandırılır.
Hyalüronik asit, şeker ve proteinden oluşan bir ürün. İçeriğinden kaynaklı olarak bu asit biyolojik bir yapıya sahip. Temelde bir molekül olan hyalüronik asit su tutma özelliği ile vücut için önemli bir göreve sahip. Kaslarda, eklemlerde, göz sıvısında ve ciltte doğal olarak bulunan hyalüronik asit; kozmetik açıdan sağladığı faydalar sebebiyle son yılların en çok araştırılan konularından biri haline gelmiş durumda.
