Doğumdan sonra saç dökülmesi yeni anne olan her kadının yaşadığı bir problemdir. Hamilelik dönemi her kadının vücudunda çok büyük değişiklikler meydana gelir. Temelde bir değişim ve dönüşüm süreci olarak adlandırılan hamilelik dönemi, bedeninizin bebeğinize adapte olması ile geçen bir süreçtir. Hem fiziksel hem de duygusal pek çok değişimin yaşandığı bu süreç, sonrasında da etkilerinin devam ettiği önemli bir süreç olarak bilinir. Dolayısıyla gebelik sürecinin sona ermesi ile birlikte de vücutta pek çok değişikliğin olmasını beklemek gerekir.
Doğumdan sonra saç dökülmesi yaşanmasına sebep olan çeşitli etkenler bulunur. Anne vücudunun bebeğine adapte olmaya çalıştığı hamilelik süreci östrojen ve progesteron gibi hormonların seviyesinin çok yüksek olduğu bir süreçtir. Östrojen değerlerinin yüksek olması ise saçların normalden çok daha hızlı uzamasını, kalınlaşmasını ve dökülme gibi problemler yaşamamasını sağlar. Dolayısıyla gebelik süreci boyunca saçlarınızın normalden çok daha canlı, sağlıklı olduğunu görebilir, daha çabuk uzadığına şahit olabilirsiniz. Pek çok kadın gebelik süreci boyunca saç dökülmesi problemi neredeyse hiç yaşamadığını dile getirir. Bu duruma sebep olan en temel etken vücudunuzdaki dengelerin değişmesidir.
Ancak gebelik döneminin ardından meydana gelen doğum, hormon seviyelerinin normal seviyeye inmesini sağlar. Doğum sonrası vücudun yaşadığı farklılıklara adapte oldu bu süreç hamilelik sonrası saç dökülmesi probleminin en yoğun olarak yaşandığı süreç olarak bilinir.
Özetle doğumdan sonra saç dökülmesi yaşamaya neden olan en temel etken gebelik esnasında artan hormonların normal seviyeye inmesidir. Östrojen hormonu normal düzeye indiği için uzun süre boyunca dökülmeyen ve daha sağlıklı bir görüntüye sahip olan saçlarınız aniden yoğun bir şekilde dökülür. Pek çok annenin anlam veremediği ve kaygı duyduğu bu durum oldukça olan ve normaldir. Öyle ki, bir problem olarak adlandırılması bile doğru değildir.
Doğum sonrası saç dökülmesi neden olur sorusuna verilecek temel yanıt gebelik sürecinde yükselen östrojen hormonunun doğum ile birlikte normal seviyeye inmesidir. Fakat bazı durumlarda, nadiren de olsa doğum sonrası meydana gelen saç dökülmesinin farklı sebepleri de olabilir. Bu sebepleri listelemek gerekirse;
Listede verilen etkenlerde doğum sonrası saç dökülmesi problemi ile karşılaşmaya neden olabilir. Fakat çoğu zaman doğum sonrası meydana gelen saç dökülmesinin ciddi bir rahatsızlık ile ilişkilendirilmesi mümkün ya da doğru değildir.
Anne vücudunun bebek ile bir arada olduğu dokuz aylık mucizevi bir sürecin ardından meydana gelen doğum, anne ve bebek için yepyeni bir sürece oluşturur. Bu süreç emzirme dönemi ile birbirine bağlanır. Pek çok anne bebeğini emzirmesi ile alakalı olarak saç dökülmesi problemi ile karşılaştığını dile getirse de, emzirme tamamen sağlıklı bir süreçtir. Yani yalnızca emzirme sebebiyle saç dökülmesi gibi bir problem yaşanması söz konusu değildir. Fakat elbette besinlerinizi bebeğiniz ile paylaştığınız bu süreçte dengeli beslenmezseniz saç dökülmesi problemi daha yoğun şekilde yaşayabilirsiniz. Emzirme sürecinde saç dökülmesi problemin önüne geçmek adına vitamin ve mineral bakımından zengin, bol sıvı içerikli bir beslenme programı ile beslenmeniz önerilir.
Doğum sonrası saç dökülmesinin sebepleri arasında bulunan östrojen hormonunun yükselmesi ve doğum ile birlikte normal seviyeye inmesi, hamilelik sürecinde dökülmeyen saçların aniden ve yoğun miktarda dökülmesi neden olur. Doğum sonrası saç dökülmesinin ne zaman duracağı ve ne zaman bu problemin ortadan kalkacağına dair ise tek bir şekilde yanıt vermek mümkün değildir. Yoğun olarak meydana gelen saç dökülmesi genellikle doğum sonrası ilk 2 ile 6 aylık süreçte yaşanır. 6 aylık sürecin ardından ise saç dökülmesine dair şikayetlerin ortadan kalktığı görülür. Fakat bazı durumlarda saç dökülmesini tamamen ortadan kalkması bir yıllık sürece yayılabilir.
Dolayısıyla doğum sonrası saç dökülmesi kaç ay sürer sorusuna ortalama olarak altı ay yanıtını vermek mümkün olsa da, annenin beslenme alışkanlıklara ve rutinleri gibi pek çok farklı etkenin verilecek yanıtta birbirinden farklı hale getirdiğini dile getirmek mümkündür.
Doğumdan sonra saç dökülmesi ile nasıl baş edilir her annenin doğum sonrası süreçte en sık araştırdığı konulardan biri haline gelir. Bebeği için pek çok farklı değişiklik yaşayan vücuduna alışmaya çalışan anneler, doğum sonrası süreçte de çeşitli değişiklikler ile karşılaşır. Hormonların normal seviyeye gelmesi ile meydana gelen bir durum olan yoğun saç dökülmesi, alınabilecek çeşitli önlemler sayesinde daha sağlıklı şekilde atlatılabilir.
Doğum sonrası meydana gelen yoğun saç dökülmesi için uygulanabilecek en başarılı önlemlerin arasında dengeli ve doğru beslenme düzenine sahip olmak bulunur. Vitamin ve mineral açısından zengin besinler ile beslenme programı oluşturmak ve gün içerisinde yoğun sıvı tüketmek hormonal dengelerin normal seviyeye gelmesi ile birlikte meydana gelen saç dökülmesinin azalmasını sağlar. Bu doğrultuda emzirme süreci ile birlikte ele alınan doğum sonrası süreçte, annelerin bebekleri ile besinlerini paylaştığını göz ardı etmemek gerekir. Dolayısıyla hem kendiniz hem bebeğiniz için yetecek miktarda tüketim yapmanız gerekir. Eğer tüketim eksik kalıyor ya da vitamin veya mineral açısından herhangi bir eksiklik yaşıyorsanız bu durum saç dökülmesi problemi daha yoğun şekilde yaşıyor olmanıza neden olabilir.
Doğum sonrası saç dökülmesi şampuan tercihlerinizi de değiştirmeniz gereken bir problemdir. Vücudunuzda bulunan hormonların normal seviyeye gelmesi ile birlikte karşılaştığınız bu problemin üstesinden gelmek için dökülme karşıtı şampuanlar tercih edebilirsiniz. Bunun yanı sıra tercih ettiğiniz şampuanın istekleriniz ve ihtiyaçlarınız için uygun olduğuna da emin olmanız gerekir. İnce telli, kalın telli yağlı veya kuru gibi pek çok farklı saç tipi için çeşitli Seçenekler ile ürettiler şampuanlar arasından yapacağınız tercih mutlaka saç tipiniz ile uyumlu olmalıdır.
Doğumdan sonra saç dökülmesi nasıl önlenir sorusuna verilebilecek bir diğer yanıt ise kan değerleriniz ile ilgili yeterli bilgi sahibi olmanız gerektiğidir. Hekime başvurarak kan değerlerinize baktırmak ve eksik olan vitamin ve mineralleriniz için takviye almak, saç dökülmesi probleminin önüne geçer. Demir, tiroit ya da B12 değerlerinde yaşanan düşüş, saç dökülmesi tetikler. Bu gibi eksiklikleri gidermek doğum sonrası saç dökülmesine ne iyi gelir sorusuna yanıt olarak verilebilir.
Doğum sonrası süreçte saç bakımınıza da dikkat etmeniz gerekir. Masa ile saç şekillendirmek, yoğun ısı gerektiren fön gibi uygulamalar yapmak hassas olan saçlarınızın daha çok yıpranmasına sebep olabilir. Bu gibi uygulamalar yerine doğum sonrası saç bakımı için içeriği temiz ve doğal ürünlerden yana tercih yapabilirsiniz. Saçlarınızı belirli aralıklar ile kestirmek de daha kısa süre içerisinde toplanmalarına ve böylelikle daha sağlıklı bir görüntüye sahip olmalarına yardımcı olur.
Saç serumu, saç sağlığını korumak, dökülmeyi azaltmak ve daha parlak, canlı saçlara kavuşmak isteyenler için vazgeçilmez bir bakım ürünüdür. Serumlar, yalnızca saç tellerinin yüzeyine etki etmekle kalmaz, aynı zamanda saç köklerini besleyerek saçın genel sağlığını da destekler.
Saç bakım dünyasında giderek daha fazla ilgi gören pantenol, yani B5 vitamini, cilt ve saç sağlığına sunduğu sayısız fayda ile dikkat çekiyor.
Argan yağı, Fas'ın güneybatısında yetişen Argania Spinosa ağacının meyvesinden elde edilen değerli bir bitkisel yağdır. Bu yağ, yüzyıllardır hem geleneksel tıpta hem de güzellik uygulamalarında önemli bir yere sahiptir.
Ten sağlığı her dönem önemini korumuştur. Dönemlere göre güzellik anlayışı değişse de cilt sağlığı ve güzelliği için daima benzer fikirler mevcut olmuştur. Tenin doğal bir ışıltıya, pürüzsüzlüğe ve kusursuzluğa erişmesi için geçmişten günümüze pek çok yöntem kullanılmıştır.
Kolajen, cildin elastikiyetini ve sıkılığını koruyan, cilt yapısının temel taşlarından biri olan bir proteindir. Zamanla, vücuttaki kolajen üretimi azalır ve bu durum ciltte kırışıklıkların, sarkmaların ve kurulukların oluşmasına neden olabilir. Bu noktada devreye giren kolajen serum, cildin kolajen seviyelerini destekleyerek daha genç, sıkı ve sağlıklı bir görünüm kazanmasına yardımcı olur.
Güzellik kavramı her dönem olduğu gibi günümüzde de önemini korumayı sürdürür. Özellikle Asya kıtasında yaşamını sürdüren kadınlar cilt bakımı konusunda oldukça hassastır. Pürüzsüz ve canlı bir ten onlar için son derece kıymetlidir.
Yüzyıllardır süregelen cilt bakımında bugüne dek pek çok farklı ürün kullanımına başvurulmuştur. Her ne kadar güzellik algısı zaman içinde değişse de cilt pürüzsüzlüğü, sağlığı ve canlılığı önemini korumaya devam eder.
