Yaşadığınız çevre, etrafınızda geçen olaylar, yaşadıklarınız… Tüm bunlar gözleriniz sayesinde beyninize aktarılır ve anlamlandırılır. Yine de gözünüzde bulunan gözyaşı desteği, bazen yetersiz kalır. Bu tip durumlarda ortaya göz kuruluğu çıkar ve sanılanın aksine ciddi problemlere yol açabilecek bir göz sorunudur.
Gözün ön yüzeyi nemli olmaya ihtiyaç duyar. Ancak nemli olduğu takdirde toz, rüzgâr, yabancı maddeler gibi dış etkenlerden göz korunabilir. Gözyaşı ise gözün ön yüzeyinin nemli olmasını ve bu sayede korunmasını sağlar. Gözyaşının yetersiz kaldığı durumlarda gerekli nemlendirme sağlanamaz. Bu durumlarda ise gözün koruma katmanının yapısı bozulur. Bu çok sık meydana gelen bir durum olmakla birlikte kontrol altına alınmadığı ve tedavi edilmediği takdirde ilerleyerek tedavisi daha zor olan başka problemlere sebep olabilir.
Göz kuruluğu; gözyaşı bezi, göz kapakları, kirpikler, gözyaşı, kornea ve konjonktiva dokularından oluşan ve oküler yüzey olarak adlandırılan kısma zarar verme ihtimali olan bir hastalıktır. Gözde yanma, batma, kaşıntı gibi şikâyetlerle ortaya çıkar. Kimi zaman farklı nedenlerden dolayı ortaya çıksa da en temel nedeni, gözyaşının yeterli ya da doğru salgılanamıyor olmasıdır. Yani göz kuruluğuna neden olan etmen, bazen gözyaşının yetersizliği olabilirken bazen de gözyaşının yapısındaki bozukluklar olabilir.
Gözyaşı üç ana maddeden oluşur: su, mukus ve yağ. Bu bileşenlerden yalnızca bir tanesinde meydana gelen eksiklik, gözyaşının hızlı buharlaşmasına ve gözün koruma tabakasının kaybolmasına neden olur. Bunun sonucu olarak göz kuruluğu ortaya çıkar. Bu durum da hayat kalitesini yüksek oranda etkileyen bir problemdir.
Göz kuruluğu, aslında iki farklı nedenden ortaya çıkar. Bunlardan ilki, gözyaşı miktarının azalması; ikincisi ise gözyaşının yapısının bozulmasıdır. Fakat bu asli nedenlere sebep olan bazı farklı faktörler de vardır. Bunlar; kişilerin farklı yaşam tarzları, yaşları ve kullandıkları ürünlerle ortaya çıkar. İşte, "Göz kuruluğu neden olur?” sorusunun yanıt verilecek nedenler:
Öncelikle yukarıdaki nedenlerden en az bir tanesi sizin yaşam tarzınıza dahilse göz kuruluğu için aday olduğunuzu söylemek yanlış olmaz. Yine de hastalardan derlenen şikâyetler incelendiğinde göz kuruluğunun bazı belirtileri saptanır. Bu belirtiler şu şekilde sıralanabilir:
İşte bu şikâyetler, en sık rastlanan göz kuruluğu belirtileri olarak ortaya çıkar. Sözü edilen şikâyetler, yaşam kalitesini düşürmenin yanı sıra baş ağrısı ve yorgunluk gibi olumsuz etkilere de neden olabilir. Eğer bu belirtilere sahipseniz sizde de göz kuruluğu olabilir. En doğru teşhis ve tedavi için doktorunuza danışmanız gerekir.
Kuru iklim şartları nedeni ile havanın kuru olması, rüzgâr, kalorifer ve klimalar; göz kuruluğuna sebep olan alt faktörler arasında yer alır. Bu faktörlerin yaşam ortamlarında en aza indirilmesi, göz kuruluğunun azalmasına yardımcı olabilir.
Göz kuruluğunuzun azalması için dikkat edilmesi gereken bazı noktalar şu şekilde sıralanabilir:
Göz kuruluğunuza sebep olan etmenleri bulup bu etmenlere karşı tüm önlemlerin alınmasının ardından "Göz kuruluğu geçer mi?” sorusu, olumlu şekilde yanıtlanabilir. Fakat kronik göz kuruluğuna sahipseniz göz kuruluğunuz tekrarlayacaktır. Bu sebeple göz kuruluğu için damla kullanarak takviye almanız, yaşam kalitenizi artırıcı bir hamle olacaktır.
Göz kuruluğu tedavisinde bir diğer önemli yardımcılar arasında suni gözyaşı damlaları yer alır. Bu damlalar, farklı marka ve tiplerde üretilir. Koruyucu içermeyen markaları kullanmanız ise sağlığınız açısından daha iyi olacaktır. Bu damlalar, gözün birkaç saatliğine ıslanmasını sağlayarak gözyaşının eksik kaldığı noktada tamamlayıcı rol üstlenirler. Kronik göz kuruluğu problemi olanların göz kuruluğu damlası kullanırken sürekli kullanımı önemsemeleri gerekir. Aksi durumda damlayı bıraktığınızda göz kuruluğunuz tekrar nüksetmeye ve şikâyetleriniz yeniden gün yüzüne çıkmaya başlayacaktır. Göz kuruluğu için damla fiyatları da tercih edeceğiniz markaya göre değişiklik gösterebilmektedir.
Ten sağlığı her dönem önemini korumuştur. Dönemlere göre güzellik anlayışı değişse de cilt sağlığı ve güzelliği için daima benzer fikirler mevcut olmuştur. Tenin doğal bir ışıltıya, pürüzsüzlüğe ve kusursuzluğa erişmesi için geçmişten günümüze pek çok yöntem kullanılmıştır.
Kolajen, cildin elastikiyetini ve sıkılığını koruyan, cilt yapısının temel taşlarından biri olan bir proteindir. Zamanla, vücuttaki kolajen üretimi azalır ve bu durum ciltte kırışıklıkların, sarkmaların ve kurulukların oluşmasına neden olabilir. Bu noktada devreye giren kolajen serum, cildin kolajen seviyelerini destekleyerek daha genç, sıkı ve sağlıklı bir görünüm kazanmasına yardımcı olur.
Güzellik kavramı her dönem olduğu gibi günümüzde de önemini korumayı sürdürür. Özellikle Asya kıtasında yaşamını sürdüren kadınlar cilt bakımı konusunda oldukça hassastır. Pürüzsüz ve canlı bir ten onlar için son derece kıymetlidir.
Yüzyıllardır süregelen cilt bakımında bugüne dek pek çok farklı ürün kullanımına başvurulmuştur. Her ne kadar güzellik algısı zaman içinde değişse de cilt pürüzsüzlüğü, sağlığı ve canlılığı önemini korumaya devam eder.
Sağlık denince akla genel vücut sıhhati gelse de dış faktörlerin bertaraf edilmesinde yardım sağlayan derinin sağlığını korumak da çok mühimdir.
Retinol, A vitamininin bir türevi olup cilt yenilenmesini hızlandıran, yaşlanma belirtilerini azaltan ve cilt dokusunu iyileştiren güçlü bir aktif bileşendir. Dermatologlar tarafından sıkça önerilen bu içerik; akne tedavisi, kırışıklıkların giderilmesi ve cilt tonunun eşitlenmesi gibi birçok cilt sorununun çözümünde önemli bir rol oynar.
Hyaluronik asit, vücutta doğal olarak bulunan ve özellikle ciltte, eklem sıvılarında ve gözlerde yoğun şekilde yer alan bir bileşendir . Cildin nem dengesini korumada ve esnekliğini sağlamada önemli bir rol oynayan bu madde, su tutma kapasitesinin yüksek olması sayesinde cilt bakımında sıkça tercih edilir.
Niacinamide, B3 vitamininin aktif bir formu olup cilt sağlığını destekleyen güçlü bir bileşendir. Cilt bariyerini güçlendirmekten akne ve leke görünümünü azaltmaya kadar birçok fayda sunan niacinamide, günümüzde en popüler cilt bakım içeriklerinden biri haline gelmiştir.
