Sarı ve kırmızı kantaron gibi farklı türleri olan kantaron bitkilerinin, diğer isimleri arasında kan otu, binbirdelik ve kılıç otu gibi isimler yer almaktadır. Bir tür otsu bitki grubunda yer alan kantaron, mızrağı andıran şekli ile dikkat çeker. Uç kısımlarının çiçekli oluşu ve 8 -50 milimetre aralığında farklılık gösteren bu dalların uçlarında yer alan çiçeğin rengi ise bitkinin kırmızı ve sarı kantaron olarak isimlendirilmesine neden olmuş. Kendine has yaprakları ile bilinen kantarona, ayrıca binbirdelik otu diye ifade edilmesinin sebebi ise yapraklarının ışığa tutulması ile birlikte görülebilen parlak yağ noktacıklarıdır. Çiçeklerinin ise açmış olduğu yaz aylarında kantaron bitkisi toplanır. Yerden ortalama 5 santimetre yükseklikten itibaren kesilmiş olan kantaronlar kurutularak taze bir şekilde işlenir. Peki kantaron yağı ne işe yarar ve nelere dikkat edilmelidir? Kantaron bitkisinin ise sağlık açısından birden fazla önemli faydaları yer alıyor. Bu sebeple, alternatif tıp dünyasında ve bitkisel tedavilerde genellikle karşılaşılan değerli bir besin türü olma özelliği taşıyor. Bilhassa kantarondan elde edilmiş olan bu yağ, yararlı bileşenleri yoğun bir şekilde içermesinden kaynaklı sağlık alanında pek çok farklı amaca da hizmet eden bir bitki türüdür.
Her alanda kullanılan bu değerli bitkinin faydaları ise şu şekilde özetlenebilir; kantaron yağı alternatif tıp alanları ve bitkisel tedavilerde sıklıkla bilimsel araştırmalara konu olmuş olan ve sağlık üzerinde bilinen olumlu etkilerinden dolayı pek çok bilim dünyası tarafından da kabul gören değerli bitki türleri arasında. Vücut fonksiyonlarınızın sağlıklı bir şekilde devam ettirilmesi adına pek çok hastalıklardan koruma, yaşlanmanın geciktirilmesini sağlamak gibi önemli pek çok faydaları bulunuyor. Her bitkisel ürün ve ilaçlar gibi kantaron yağını da dikkatli bir şekilde kullanmanız gerekiyor. Özellikle kronik bir hastalığınız var ise ve çeşitli nedenlerden dolayı sürekli ilaç kullanmak durumunda kalıyorsanız, bunun haricinde herhangi bir besine karşı hassasiyetiniz bulunuyor ise kantaron yağını kullanmadan önce mutlak suretle bir hekime danışmanızda fayda var. Bu kapsamda ise hekim tarafından önerilen dozları aşmamanız önemli bir diğer ayrıntı arasında yer alıyor. Kantaron yağı neye iyi gelir sorusu detaylı bir şekilde yanıtlanabilir.
Kantaron yağı faydaları arasında, cilt sağlığını koruma üzerindeki başarısı ilk sıralarda yer alıyor. Kantaron bitkisinden elde edilmiş olan yağlar, hücrelerinizin yenilenmesini desteklerken, bir taraftan da hızlandırıcı etkiye sahip. Herhangi bir zahmete gerek duymaksızın doğrudan cildinizin üzerine uygulayabileceğiniz kantaron yağı, yaşlanma belirtilerini geciktirmeye yardımcı oluyor. Bununla birlikte, kırışıklıkların önüne geçerek cildin elastikiyetini de artırmaya yardımcı oluyor. Cildinizde olması gereken belirli bir nem dengesine kavuşmanızı sağlarken, yüzünüzün daha canlı ve pürüzsüz bir görünüm elde edilmesine de katkı sağlıyor. Kantaron yağının bir diğer cildiniz üzerindeki önemli etkileri arasında ise lekelerinizi ortadan kaldırarak, daha berrak bir cilde kavuşmanıza ön ayak olması sayılabilir. Düzenli bir şekilde kullandığınız kantaron yağı kullanımı ile beraber vücudunuzda ve yüzünüzde yer alan yanık, sivilce gibi izleri de giderilebilme özelliği bulunuyor. Hamilelik, yaşlılık, güneşe maruz kalma gibi sebepler ile cilt renginizin bölgesel anlamda lekelendiği veya farklılaştığı yerlerde düzenli bir kullanım sonucu cilt tonunuzu eşitlemeniz de mümkün. Özetle; kantaron yağı cilde faydaları bu şekilde sıralanabilir.
Kantaron yağı nasıl kullanılır sorusu farklı şekilde yanıtlanabilir. Kantaron yağının cildinize olan olumlu etkilerinden faydalanabilmeniz için yağı ilk etapta direkt olarak cildinize uyguladıktan sonra yağın cildiniz tarafından emilmesini bekleyebilirsiniz. Akabinde ise cildiniz üzerinde sizi rahatsız edecek boyutta bir yağlılık hissi yaşıyorsanız en az yarım saat bekledikten sonra da durulayabilirsiniz. Kantaron yağı içermiş olduğu değerli bileşenleri sayesinde, saç sağlığınızın korunmasına yardımcı olurken, saçlarınızın güzelleştirilmesine büyük katkısı olduğu ortaya çıkıyor. Böylelikle saçlarınız sağlıklı bir biçimde uzamaya devam eder. Çok daha parlak ve canlı bir görünüme kavuşmuş olan saçlarınız dökülmenin önlenmesiyle beraber gürleşmeye de başlamaktadır. Kantaron yağının saç sağlığınıza olumlu yönde etkileri bununla sınırlı değil. Saçlarınıza ek olarak saç derinizde de meydana gelen kepek, pullanma ve egzama gibi problemlerin önlenmesi için de kantaron yağı sizin için mükemmel bir kurtarıcı. Haftada 1 veya 2 kez kantaron yağı ile yapacağınız bir saç bakımı ile tüm bu olumlu etkilerden yararlanmanız mümkün. Hazırlayacağınız karışımı, saçınıza ve saç derinize çok iyi bir şekilde uyguladıktan sonra ortalama 30 dakika bekletip saçınızı yıkayabilirsiniz.
Kantaron yağı, bir takım bakteri, virüs ve enfeksiyonlara neden olan mikroorganizmalarla savaşarak sizi hastalıklardan korumakta. Bilhassa ayak mantarı, akneler, deride oluşan enfeksiyonlar, herpes virüsünün sebep olduğu uçuklar gibi pek çok hastalıkta da uygulayacağınız kantaron yağı uygulamaları, enfeksiyonunuzun hızlı bir şekilde iyileştirilmesine yardımcı olmakta. Buna ek olarak, kantaron yağı kullananlar derilerinin üzerinde meydana gelen enfeksiyonlarda da hızlı bir iyileşme görürken, akne ve yaralara bağlı olarak enfeksiyon sonrasında kalabilecek izleri de minumuma indirgediğini belirtiyor. Düzenli bir şekilde kullandığınız kantaron yağı ile böylelikle cilt yüzeyinizde oluşabilecek yeni enfeksiyonların da önüne geçmiş olursunuz. Bunun için ise kantaron yağının doğrudan cildinize uygulanabileceği gibi doğal içerikli oluşu sebebi ile lokasyon ve kremlerinden de faydalanabilirsiniz. Bütün bunların yanı sıra kontakt dermatit, pişik ve egzama gibi problemlerin de engellenmesine katkıda bulunur. Krem, losyon veya yağları kendinizde kullanabileceğiniz gibi aynı zamanda çocuğunuzda da rahatlıkla kullanabilirsiniz. Fakat bu noktada dikkat edilmesi gereken bir diğer ayrıntı ise özellikle alerjik bünyeye sahip olan çocuklarınızda bu tür uygulamaların öncesinde mutlaka bir hekime danışmanız gerekmekte.
Ağız yolu ile kantaron yağı kullanımı sonucunda, az bir miktarda dahi sindirim sisteminizi düzenleyici etki gösterdiği biliniyor. Bilhassa yemeklerden önce az bir miktarda kantaron yağı tüketmeniz sindirim sisteminizi aktifleştirebilirken, şişkinlik ve kabızlık gibi problemlerin önüne de geçebilmenize yardımcı olmakta. Yine benzer bir biçimde gaz sancıları ve buna bağlı olarak gelişen karın ağrıları yaşayan bireylerde de, kantaron yağının pek çok olumlu etkisi görülebilmekte. Kantaron yağını, dilerseniz tek başına dilerseniz de yoğurt gibi besinler ile karıştırarak tüketebilirsiniz. Bunun yanı sıra, doğal kantaron yağı kapsamında bitki çayı olarak da hazırlayabilmeniz mümkün. Özellikle çay şeklinde hazırlanmış olan kantaron yağlarının böbrekleri koruduğunu da belirtmek gerekiyor. Bu noktada ise dikkat etmeniz gereken hususlardan bir tanesi, ağız yolu ile tüketeceğiniz kantaron yağlarının 1 tatlı kaşığını geçmemesi gerekiyor. Bir diğer husus ise herhangi bir hastalığınız var ise ve süreli olarak ilaç kullanmanız gerekiyor ise kantaron yağını tüketmeden önce mutlaka doktorunuza danışmanız gerekmekte. Kantaron yağı fiyatı ürün özelliklerine göre değişkenlik gösterir.
Ten sağlığı her dönem önemini korumuştur. Dönemlere göre güzellik anlayışı değişse de cilt sağlığı ve güzelliği için daima benzer fikirler mevcut olmuştur. Tenin doğal bir ışıltıya, pürüzsüzlüğe ve kusursuzluğa erişmesi için geçmişten günümüze pek çok yöntem kullanılmıştır.
Kolajen, cildin elastikiyetini ve sıkılığını koruyan, cilt yapısının temel taşlarından biri olan bir proteindir. Zamanla, vücuttaki kolajen üretimi azalır ve bu durum ciltte kırışıklıkların, sarkmaların ve kurulukların oluşmasına neden olabilir. Bu noktada devreye giren kolajen serum, cildin kolajen seviyelerini destekleyerek daha genç, sıkı ve sağlıklı bir görünüm kazanmasına yardımcı olur.
Güzellik kavramı her dönem olduğu gibi günümüzde de önemini korumayı sürdürür. Özellikle Asya kıtasında yaşamını sürdüren kadınlar cilt bakımı konusunda oldukça hassastır. Pürüzsüz ve canlı bir ten onlar için son derece kıymetlidir.
Yüzyıllardır süregelen cilt bakımında bugüne dek pek çok farklı ürün kullanımına başvurulmuştur. Her ne kadar güzellik algısı zaman içinde değişse de cilt pürüzsüzlüğü, sağlığı ve canlılığı önemini korumaya devam eder.
Sağlık denince akla genel vücut sıhhati gelse de dış faktörlerin bertaraf edilmesinde yardım sağlayan derinin sağlığını korumak da çok mühimdir.
Retinol, A vitamininin bir türevi olup cilt yenilenmesini hızlandıran, yaşlanma belirtilerini azaltan ve cilt dokusunu iyileştiren güçlü bir aktif bileşendir. Dermatologlar tarafından sıkça önerilen bu içerik; akne tedavisi, kırışıklıkların giderilmesi ve cilt tonunun eşitlenmesi gibi birçok cilt sorununun çözümünde önemli bir rol oynar.
Hyaluronik asit, vücutta doğal olarak bulunan ve özellikle ciltte, eklem sıvılarında ve gözlerde yoğun şekilde yer alan bir bileşendir . Cildin nem dengesini korumada ve esnekliğini sağlamada önemli bir rol oynayan bu madde, su tutma kapasitesinin yüksek olması sayesinde cilt bakımında sıkça tercih edilir.
Niacinamide, B3 vitamininin aktif bir formu olup cilt sağlığını destekleyen güçlü bir bileşendir. Cilt bariyerini güçlendirmekten akne ve leke görünümünü azaltmaya kadar birçok fayda sunan niacinamide, günümüzde en popüler cilt bakım içeriklerinden biri haline gelmiştir.
